ADIYAMAN – Adıyaman’ın merkez köylerinde birinde depremin 2. yılında hâlâ annesiyle çadırda yaşamak zorunda kalan 25 yaşındaki Çiğdem, umutsuzca boşluğa bakarken ağzından bu sözler çıkıyor: Deprem hayatı aldı bizden, acıyı verdi…
6 Şubat 2023’te merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 7,8 ve 7,5 şiddetindeki depremlerin üzerinden 2 yıl geçti. 6 Şubat depremlerinden 11 il etkilenirken resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti. 11 ilden en ağır yıkımı yaşayan iller ise Hatay, Maraş ve Adıyaman… Adıyaman’da 8 bin 327 kişi hayatını kaybederken kentte 63 bin 844 konut ağır hasar aldı ya da yıkıldı.
Depremin 3. gününde Adıyaman’a giden gazetecilerdendim. 6 Şubat akşamı memleketim Urfa’ya inebilmiş orada 2 gün merkezdeki 1 enkazda haber yayın yaptıktan sonra Adıyaman’a geçmiştim. Adıyaman’a geçene kadar depremin bu ağır, bu kadar yıkıcı olduğunu fark etmemiştim. Şehrin merkezi Atatürk Bulvarı’na gidene kadar kaldırımda yatan ve üzeri battaniyelerle, poşetlerle örtülü cesetler, enkaz başında öylece duran ve ne yapacağını bilmeden yardım bekleyen insanlar görmüştüm. Atatürk Bulvarı’na varınca ise Adıyaman diye bir yerin tıpkı Hatay gibi neredeyse savaştan çıkarcasına ağır bir yıkım yaşamıştı. Niyetim o günleri hatırlatıp acıyı deşmek değil, son 3 yıldır her şubat ayının ilk haftası Adıyaman’da olan biri olarak gördüğüm değişimi ya da değişmesi zor yası anlatabilmek…
Gelelim 5-6 Şubat 2025’e… Adıyaman Belediyesi’nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP’li Abdurrahman Tutdere’nin seçimi kazanmasının ardından bu sene 2 günlük anma programları düzenlendi şehirde. Tüm program hem deprem gerçeğine yeni yönetimin ciddiyetle nasıl yaklaştığını gösterse de en etkili kısmı 18 Adıyamanlı depremzede kadının hazırladığı “Ben de buradayım” isimli belgeselin galasıydı.
DEPREMZEDE KADINLARDAN DEPREMZEDE KADINLARA UZANAN EL…
Adıyaman Belediyesi bu sene kadınlara yönelik “04.17 Belgesel Atölyesi” açacaklarını duyurmuş. Yaşları 16 ile 57 arasında değişen 19 kadın sosyal medyadan, yerel medyadan gördükleri bu çağrı üzerine başvuruda bulunmuş ve atölyeye kabul almış. 19 kadın, belediyenin Türkiye’nin birçok üniversitesinden sinema alanında çalışan akademisyen, yapımcı, yönetmenden atölye dersleri aldıktan sonra çekimlere başlamış. Kamerasından, kurgusuna, müziğine kadar her şeyi 19 kadın yapmış. 5 depremzede kadınla görüşerek 3 ay gibi kısa bir sürede “Ben de buradayım” isimli belgeseli çekmişler. Hayatları 9 saat arayla 2 büyük depremle değişen kadınlar, kollektif hafızaya büyük bir katkıda bulunarak 5 depremzede kadının 6 Şubat’tan sonra değişen hayatlarını aktarmış. Slogan yok, acıya boğmak yok, en duru haliyle depremzede kadınlar, depremzede kadınlara ne yaşadıklarını anlatmış.
“Ben de buradayım” belgeselinde konuşan kadınlar 2 yıldır sarsıntıları süren 6 Şubat’ı şöyle anlatıyor: Annesiyle merkez bir köyde çadırda yaşayan 25 yaşındaki Çiğdem: “Deprem hayatı aldı bizden, acıyı verdi…”
Depremde 25 yaşında oğlunu kaybeden 60 yaşındaki Zeliha: “Deprem olduktan sonra kalbime bir ağrı girdi o anda anladım Taylan’ın gittiğini… Allah’ım bu acıyı dağa taşa, ağaca, kurda kuşa vermesin…
19 kadından biri olan Hülya ise Adıyamanlı ama Hatay’da yaşıyormuş 6 Şubat’a kadar. 6 Şubat’ta 2 çocuğu ve kocasını ve sağ bacağını kaybetmiş. Depremi şöyle anlatıyor: “Saat 4.17’ye gelirken acıdan nefes alamıyorum, keşke o anlar bana narkoz verseler ve bir daha uyanmasam…” Şu an bir konteynerda tek başına yaşıyor.
Kameranın önü de arkası da 6 Şubat’ın devam eden sarsıntılarıyla dolu. 35 dakikalık belgeselin müziğini ise annesini ve kardeşini kaybeden 16 yaşındaki Dicle, piyano çalarak yapmış…
![](https://arguvan-haber.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/santiye-haline-gelen-koca-bir-kent-deprem-hayati-aldi-bizden-aciyi-verdi-0-KungdDKt.jpg)
KOCA BİR ŞANTİYE HALİNE GELEN İNŞAAT KENT
Gelelim Adıyaman’a. Koca bir şantiye haline gelmiş. Her yer inşaat halinde. Daha doğrusu görünen yerlerde inşaatlar tamamlanmış ama arka sokaklar olduğu gibi bomboş duruyor. Bunu en çok geceleri karanlık çökünce fark ediyorsunuz. Çünkü ara sokaklarda yanan tek tük ışıklar var. Her yer iş makineleriyle dolu, haliyle şehir aynı zamanda bir inşaatın toz bulutuyla kaplanmış. Esnafından kadınına, çocuğundan yaşlısına herkesin temel şikayetlerinden biri. Çünkü Adıyaman’da nefes almak neredeyse imkansız.
Şehrin bir diğer sorunu ise içme suyu. Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, ağır hasar alan alt yapıyı yenilemeye çalıştıkları için sık sık içme suyu sorunu yaşadıklarını dile getiriyor. Saklamıyor bu sorunu. Üstelik Tutdere de bir yandan deprem mağduru bir belediye başkanı çünkü bir belediye binaları da yok henüz.
Atatürk Bulvarı’nın sol kolundaki çarşısı sağ taraftaki meydana taşınacak. Esnaf kent meydanı projesine tepkili aslında. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yerinde dönüşüm istiyor. Ancak yapılan çalışmalar esnafa kulak asılmadığı depremde yıkılan İsias Oteli’nin karşısına kurulan yeni dükkanlar gösteriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adıyaman ziyareti öncesinde bu bölgede 28 iş yeri ve 12 binanın görünürdeki kısımları tamamlanmış. O bölgede dolaşırken bekleyen ve bu projede çalışan inşaat mühendislerinden biri bizzat bunun bilgisini veriyor. Ve bu gölgeyi son 3 ayda tamamladıklarını söylüyor. “Neden bu kısa sürede” diye sorunca da “Öyle talimat geldi” yanıtını veriyor. Cumhurbaşkanı’nın kurasını çekeceği yerler eksiksiz olsun diye… Ancak arka sokaklar hâlâ inşaat halinde.
![](https://arguvan-haber.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/santiye-haline-gelen-koca-bir-kent-deprem-hayati-aldi-bizden-aciyi-verdi-1-BYDDULK6.jpg)
21 METREKAREDE YAŞAM
Hükümetin söz verdiği konutlardan ise sadece 5 bininin anahtarı teslim edilmiş. Binalar dikilmiş ancak evlerin içleri ev sahiplerinin kendi imkanlarıyla yapılmasına karar verilmiş. Sadece evlerini değil işlerini kaybeden birçok ailenin şimdilik buna gücü olmadığı için 21 metrekarelik konteynerlarda yaşamaya devam ediyorlar. Konteynerlarda ise depremin tüm ağırlığını görmek mümkün. Adıyaman coğrafi olarak geniş evlerin olduğu bir kentti. Aynı zamanda kalabalık ailelerin de oldu.
Depremden önce 3+1, 4+1, 2+1 evlerde yaşayanlar şimdi 21 metrekareye sığmaya çalışıyor. Mutfak, salon, tuvalet, yatak odası, çocuk odası, banyo hepsi toplam 21 metrekare. Çamaşırlar ortak bir çamaşırhanede sırayla yıkanıyor. Okullar uzak, ulaşım zor. Çocukların çoğu servis olmadan okula gitmek zorunda kalıyor. Konteynerlarda yaşayanların bir kısmı ev hakkı için beklerken bir kısmı da ne yapacağını bilmiyor. Çünkü deprem sırasında kiralık evlerde yaşayanlar henüz ev sahibi olabilmek için hak sahibi olan grup arasında değil. Dolayısıyla hibe/kredi desteği alamıyor. Aynı zamanda kira desteği de alamıyor. Yani 21 metrekarede ne yapacağını bilmeden bekliyor. Bu durum en çok kadınları, çocukları ve yaşlıları zorluyor.
Konteynerlardaki bu sorunları CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 5 Şubat’taki konteynerkent ziyareti sırasında kadınlarla yaptığım görüşmelerden öğrendim.
Hem de Özel’e dertlerini anlamaya çalışırken dinledim. Bir yandan yaşadıkları bu sorunlara çözüm isteyen kadınlar bir yandan da Özel’le siyaseten sohbet etmeye çalışan yaşlıları dinledim. Özel’in ziyareti sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianame de haberlere düşmüştü. Bunu izleyen bir amca Özel’i beklerken bize anlattı: “Gerek Özgür bey, İmamoğlu’nu O’na yedirmesin… İmamoğlu’na sahip çıksın” diyordu. Sanırım görüşmede anlatabildi. Zira Özgür Özel de çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada bir depremzedenin kendisine bu şekilde konuştuğunu söylemişti.
SAHİPSİZ MEMLEKET SLOGANLARI…
Depremin yıl dönümündeki anma için halk valilik önünde toplanıp saat kulesine yürümeye başladı. Hem bakanlar hem de CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP’liler vardı protokolde. Önde ve arkada ise halk. Kortejin bir kısmında depremin ilk günlerindeki yalnızlığa gönderme olarak “Sahipsiz memleket” sloganları atılırken hemen karşısında tekbir sesleriyle bu sloganlar bastırılmaya çalışılıyordu. Nihayet o saat geldi, anma yapıldı ve dağıldı herkes. Kardeşini kaybeden 60 yaşlarında bir kadın ise kamerama, “6 Şubat sabahı görünmeyen Adıyaman’ı çek. Sahipsiz memleket deyince kızıyorlar. Sahipsiz kalmadık mı, yalan mı?” diyerek gösteriyor tepkisini…
Bir başka kadının yanından geçerken de kendi kendine ettiği şu sözleri duyuyorum: “O gün de yalnızdık, bugün de… “ Bu sözler Mehtap Ceyran’ın “Mevsim Yas” kitabındaki şu sözlerini hatırlatıyor:
“Uygarlığın gördüğü en büyük yalnızlığı yaşıyoruz…”
Adıyaman’da depremin sarsıntıları, yası, acısı tıpkı Hatay’daki gibi sürüyor. Bitmedi hiçbir şey…
More Stories
Kocaeli’de kayıp olarak aranan iş insanının öldürülüp ormana gömüldüğü ortaya çıktı
LeBron James Tarihe Geçti
Bitlis’te Uyuşturucu Operasyonu: 5 Kilo Metamfetamin Ele Ge geçirildi